... ve pembe bulut sardı onları

içi sıcacıktı ve akide şekeri kokuyordu...

koca

larız

kafa

biz

biz

günlerin köpüğü _ l ecume des jours

11 Nisan 2009 Cumartesi



her ne kadar E yayınlarının imla ve kapak mizanpajına verdiği önem şaşkınlık verecek derece az olsa da, günlerin köpüğü mutlaka okunması gereken bir boris vian baş yapıtı. Romanı okurken keşke fransızca bileydim de orjinalinden okuyabileydim diye hayıflanmadım değil. Aşk romanı adı altında lanse edilse de içinde barındırdığı inanılmaz ironilerle, kapitalist düzene bir eleştiri hatta daha ziyade kapitalist düzen ve düzenin dayattığı yaşamak için çalış - çalışmak için yaşa ikilemine yaptığı yerinde göndermelerle bir yergi niteliğinde.

tüm bunları gerçekleştirirken, sahneyi fantastik dekor ve kostümlerle donatan vian sizi alis harikalar diyarında'nın rahatsız edici, diken üstünde tutucu bir versiyonu ile selamlıyor.

--spoiler--

romanı zenginleştiren küçük detayların uzun süre akıldan çıkması pek mümkün görünmüyor. zira, evde yaşayan farelerle olan iletişim, su tesisatında yaşayan yılan balıklarının ananas vasıtası ile yakalanıp ultra komplike bir mutfakta tıpkı bir deney yapılıyormuşçasına hazırlanması, jean pol sarte'a romanın başından sonuna kadar yapılan göndermeler,jean pol sarte gönderme yaparken dönemin sanat fanatikleriyle göstere göstere bir dalga geçiş, yerin dibine sokuş, esas kızın (chloé) ciğerinde açan nilüfer çiçeği ve bu çiçeğin onu adım adım ölüme götürmesi, chloé'nin hastalıktan kurtulmasının çarelerinden birinin mütemadiyen çiçeklerle kaplı bir odada bulunmak zorunda oluşu, buz pistinde ölenler icin olay yerine anında buzdan bir hac dikilip , hac erirken dua plaklarının calınması, toprakta insan ısısıyla büyüyen, filizlenen silahlar, insanların psikolojisine göre ya da çalınan müziğe göre şekil değiştiren binalar, en bombalardan biri olan ve çalınan şarkıya göre farklı kokteyller hazırlayan pianokokteyl, göz kapaklarını uzadıkça kesmek, kendi kendini onaran camlar, dehşetengiz düğün ve cenaze törenleri, isa ile konuşma,alice'in yüreksökeni...

--spoiler--

ve

daha neler neler...

Kitap başlı başına enteresan da, başka bir enteresanlık daha var aklımı kurcalayan.. boris vian bu kitabı sadece ve sadece 2 günde yazmış. Kısacık ömrünün kısacık iki günü kocaman, rengarenk, ve fantastik bir dünya kurmaya yetmiş de artmış bile..

"e peki sen n'apıyorsun bir dön bak bakalım" diye sorarken buluyorum kendimi ister istermez.

(bkz: l ecume des jours)

0 yorum gelmiş :):

Yorum Gönder