Gelecekte
memleketin gördüğü ilk pozitivist kalem olarak tanımlanacak olacağımı bilmem mi,
yoksa en nihayetinde her nefsin tadacağı o malum şerbetten almak üzere olduğum
yudum mu ellerimi buz kestiren. Hissi
kabl el vuku çok yaraşmıyor ömrümü etüt ettiğim yola pek tabii. Ancak insan son
dakikalarını planlarken büyük senaryonun bir adım dışını adımlayarak kendiyle
çelişme hakkına sahiptir kanısındayım. Pek
muhterem validem şayet bugünleri görebilseydi ve bir miktar kimya ilmine haiz
olsaydı mutlaka derimin altına nüfuz eden klorit kokaine dikkatlerinizi çekmek
isterdi. Bilmenizi isterim ki bahsi geçen kimyevi madde ile aramdaki ilişki
size aktarıldığı gibi değildir. Gününüze not düşmek isterim. Daha önce pek çok defa
kendisinden yardım aldığım gerçeği bu yardımı hedonist bir kaide üzerinde sektirdiğim
şeklinde algılanmamalı. Aksi takdirde bu şahsıma edilmiş acımasız bir
hakaretten ve filhakika haksızlıktan öteye varmayacaktır. Ayrıca biliniz ki, ömrü
hayatımın en hedon anına tanık oluşunuz sizi de bir parça bu ana dair kılar.
Biraz
sonra önünde dengede durmamı sağlayan dirseğimin teması dolayısıyla gitgide
küçülen çalışma masamın şahsıma sergilemekte olduğu türlü görsel oyunla
mücadele etmeyi kesip, üzerinde serili olan sahifelerden birini alıp ölüm anını
- anımı / anı’mı yazmaya başlayacağım. Tüm bunları planlamaya devam etmem
gerekiyor, tıpkı aylardır en ince detaya kadar, ta ki mükemmel hale gelinceye
dek, def'aten yaptığım gibi. Bazılarınıza planlarımdan bahsetme fırsatı
bulmuştum, hatırlarsınız. Ancak talihe bakın ki divitimin hoşbeş ettiği
hokkanın mürekkebini tüm bu süre boyunca göz ardı etmişim. Talih gerçekten de
körmüş.
Şayet
az evvel kapımın hemen ardından bana seslenen baldızımı yazdığımı söyleyerek
gerisin geri salona göndermemiş ve tabii ki bir de deneye başlamamış olsaydım
belki standart bir mürekkep bulma konusunda şansım olabilirdi.
Ancak
her ilim-insanı var olunabilecek en talihsiz noktada şanına yakışır bir hamle
yapıp deneyin sebatını garanti altına almakla yükümlüdür. Ben de bu
yükümlülükler gereği “hani o ölüm anını kendi kanıyla yazan…” şeklinde anılmayı
göze alacağım. Tıpkı bundan 38 sene, 2 bin 152 kilometre ötede Sergei
Yesenin’in de yapacağı gibi.
Yoksa
kanımı mürekkep edecek olmam gerçekleştirmekte olduğum deneyi epik bir trajedi ile
taçlandırma çabası olarak mı göründü sizlere? Alın size bir haksızlık daha. Kanını
mürekkep edecek şairin saçını süpürge etmiş ve tabii ki tarihe “pozitivist
şairin delirerek ölen anası ” olarak geçmiş, tarihimin en nevrotik anası! Duyuyorsun
değil mi? Sevgili oğlun ömrünün son dakikaları ve de deneyinin tam ortasında
midesinden dizlerine döküle yazan organlarına göstermesi gereken dikkati
haksızlığa uğramışlığına çare arayarak geçiriyor.
------
Talih
pek de kör sayılmaz. Serbest dolaşımlı organik
mürekkebim tahminimden çok daha iyi sonuç veriyor.
'Ameliyatımı icra ettim hiçbir ağrı duymadım.
Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum
kapıyı kapadım diyerek geriye savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan
tatlı bir ölüm tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım.
Baygınlık gelmeye başladı.'
0 yorum gelmiş :):
Yorum Gönder